21 Nisan 2011 Perşembe

Ateşinde Yandığım Geceler




Yorgun düşüyorum artık kendimi dinlediğim, kulağıma sırlarını fısıldadığı gecelerimi kovalamaktan. His dünyamın damağında kalan o eşsiz lezzetini tattırdıktan sonra bıraktı sanki ellerimi, sakladı kendini gecenin içindeki dehlizlere saklambaç oynarcasına. Kovalamamı ve bulmamı bekledi benden kendisini o dehlizlerin içinde. Hâlbuki gündüzlerimdeki dehlizlerden kaçışlarımdı gecelerin lezzetini bana tattıran. Gündüzlerimin çıkmazları arasında kaybederken;  gecelerimde buldum kendimi. Gecelerimde gözlerimin ışığıyla güneşi, gözyaşlarımla suyu ve aklımla da toprağı aratmayarak filizledim hayallerimi. Hece hece seslenerek işledim, süsledim hayallerimin üzerine düşüncelerimi.  Sonra da düşüncelerimi işlediğim hayallerimi seyre dalıp yazdım kendimi satırlara.
Uyanık görünüp esrarlı uykulara daldığım gecelerimin ortasına düşüşümdü düşünce silsilelerime yaptığım kâtipliğim. Dalga dalga büyürken zihnimdeki ummanın yangını; şafağın kıyılarına değin yaktı âlemi. Her bir harf körüklerken yangınımı ben de yandım kendi ummanımın ateşimde. Gündüzlerde dehlizler içinde bir inci gibi büyütürken yaktım gecelerimde hayallerimi ve düşlerimi. Tıpkı gecenin o eşsiz lezzeti gibi tat bıraksın damaklarda diye. Şimdi bir külleri kaldı aklımın üzerindeki hayallerimin, bir de aklımın içindeki tohumu ellerimde. Beni bana yazdıran gecelerimde kendimi ve hayallerimi yakmayı öğrendiğim gibi şimdide küllerimin arasından yeniden hayallerimi filizlendirmeyi öğreniyorum, hayal tohumumu yeniden kül olacağını bile bile. Ama şunu da biliyorum ki bir gün gelecek ve küllerimin arasında büyümeye fırsat bulamayıp tekrar kül olan hayallerim kendi yangınım içinde yeşerecek, boy verecek. İşte o zaman benden kaçan gecelerimin saklanacak bir yeri kalmayacak. O vakte kadar kovaladığım gecelerim yoracak beni, nefesimi kesecek… Hayallerimi son defa kül olsunlar diye filizlerken hece hece seslenebilmek içinse seni bekleyeceğim…
elsrose

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder