7 Mayıs 2011 Cumartesi

Son Perde


Hayatımın dönüm noktalarının ilk perdesini araladığım ey güzel şehir! Bir taraftan seninle başlayan tiyatronun bitmesinin ardından başlayacak yeni hikâyelerin olmasının sevinci, diğer yanda ise her bir dakikana kazıdığım yaşadıklarımın bitişinin hüznü. Yepyeni bir tiyatronun başlangıcıydı sinene beni kabul ettiğin gün. Hikâye hüzünle başlamıştı hatırlar mısın? Hani alışamamıştım sana, yer bulamamıştım sinende kendime. Sana alışabilmek için sokaklarında eritmiştim kimsesizliğimi. Gözyaşlarımla suladığım yalnızlığıma yağmurlarınla eşlik etmiştin hani. İlk o zaman dar gelmiştin bana, ilk o zaman öğretmiştin insanın kâinatı içine çekse de bir nefeste, yine de sinesinin nasıl daraldığını. Zaman ilerledikçe tiyatroya yeni figüranlar eklendi ve her yeni nefeste daha az havayı içime çekerek sinemi genişletmeyi  öğrettin bana. Seninle olabilmek için soluğumu esirgedim canımdan yeni bir can ol diye bana. Yeni bir can olmalıydın ve böylece açmalıydım sinemi. Açmalıydım çünkü karşılaşacaklarımı kaldırmazdı seninle tanışmadan önceki sinem. Canım yandı ilkin çünkü önce kendimi sığdırmalıydım sineme. Her girdiğim sokağında soluğumu biraz daha esirgedim seni de sineme alabilmek için. Sineme girmenle yeni yeni figüranlara kavuştu hikâye. Yeni insanlar, yeni mekânlar, yeni sesler…  Her geçen gün yaşananlar yeni bir replikle renklendirdi bu tiyatroyu bir fırça darbesi misali. Kimi zaman bozdu belki ya da bozdu gibi göründü bir fırça darbesi resmin ahengini. Ama her bir bozuk darbeyi de bir parça olarak kabul edince onunla bir ahenk oluşturacak yeni fırça darbeleri keşfettirdin bana.
                Gün geldi seninle olabilmek için esirgediğim soluğumu bir göl kenarında, bir dağ manzarasında ya da bir sema seyrinde yeniden verdin bana. Her verdiğin nefes tiyatroya yeni bir perde ekledi ve her perdede bir öncekinden daha iyi performans sergilemeyi öğrettin bana. Yeni performanslarla gelen yeni figüranlar ise başlarda kimi zaman kırılan kimi zaman eriyen kalbime bir şekil verdi eğilip bükülmemesi için. Çünkü ancak böyle kazanabilirdim hayat karşısındaki sağlam duruşu. Kimi zaman söylemek istediğim repliklerim oldu hayata dair bir sonraki perdelere kalan. Kimi zamansa gecelerinle dertleştiren canımı yakan figüranlar oldu. İşte o zaman yeni soluklar doldurdun içime ve yeni perdeler açıldı sahnede. Geçmiş perdelerde kaybettiklerim, sonraki perdelerde kazandıklarımla, kimi zaman geçici kimi zaman gerçek zaferlerle yetiştirmiş oldum kendimi. Yetiştikçe de ne kadar az yol aldığımı fark etmeye ve ne kadar çok gidecek yolum olduğunu, daha oynanacak ne kadar çok sahne olduğunu fark ettim. Gün geçtikçe yol uzuyor ve çetinleşiyor, dayanmaksa güçleşiyordu. Gelecek bunca sahneyi kaldırması için bu sinenin yeni soluklara ihtiyacı olacaktı. Çünkü senden ayrıldığımda kendi soluğumu kendim bulmalıydım. Bunun için de yeni diyarların dağlarını, gecelerini ve semalarını keşfe çıktım. Artık yeni yerler keşfettikçe beni çağıran yeni diyarların sesi senden ayrılığın vaktinin geldiğinin haberini fısıldıyordu kulağıma.
Yeni diyarların soluklarını önce seninleyken solumaya başladım. Çünkü artık bana verecek soluğun tükeniyordu ve benim sona yaklaştıkça daha çok nefese ihtiyacım oluyordu. Böylece genişleyen sinemle birlikte artan perdeler ve figüranlar bu tiyatronun bir yerde bitmesi gerektiğinin, artık başrol oyuncusunun finalini yapması gerektiğinin sinyallerini veriyordu. Öyle bir final ki genişleyen sinenin sergileyeceği yeni tiyatroların habercisi olmalıydı.
Son perdedeyim ve bu hikâyenin tamamlanması için hikâyenin başına yani ilk perdeye döndüğümü görüyorum. Yeniden, kâinatı çeksem de içime bir nefeste; içime sığmayacak kadar sinemin daraldığına şahit oluyorum. Ve yeniden şahit oluyorum senin bana dar geldiğine. Artık ayrılık şarkısının bestelendiğinin habercisi oluyor yeni diyarların solukları. Sonra dönüp bakıyorum bu bestenin nasıl oluştuğuna…
Önce sinene aldın beni, sonra kendinle birlikte kendimi ve tüm dünyayı sineme sığdırmayı öğrettin bana. Şimdi ise çoktan bir yerlerden ayrılık şarkısı çalmaya başladı ve ben çoktan finalimi oynamaya başladım bile…
elsrose

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder